Diabetes mellitusta kohleovestibuler fonksiyonların incelenmesi

Tez (tıpta uzmanlık) - Anadolu ÜniversitesiAnadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Tıpta UzmanlıkKayıt no: 12435Diabetes mellitus sık rastlanan, hiperglisemi ile seyreden bir endokrin hastalıktır. Vücutta birçok sistemin yanında iç kulak fonksiyonlarını da etkilemektedir. Çalışmamız diabet ile işitme kaybı ve iç kulak fonksiyon bozukluklarının ilişkisini bir defa daha göstermek, yaş, cinsiyet, diabetin tipi ve süresi, insülin kullanımı, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, hiperlipidemi, kan şekeri düzeyi ile ilişkisini, nefropati, retinopati ve nöropatı gibi komplikasyonlarla assosiasyonunu araştırmak amacıyla 50 diabetik olgu ve 50 kontrol olgusu üzerinde yapıldı. 21 erkek ve 29 kadından oluşan diabetli olguların yaş dağılımı 24 ile 67 arasında olup, yaş ortalaması 51.64 idi. Kontrol grubu daha sonra oluşturulduğundan diabetli grup ile aynı cinsiyet ve yaş dağılımı göstermekteydi. Olgularımız diabete mellitus, hipertansiyon ve kulak burun boğaz yönünden anamnez, fizik ve laboratuvar muayenesi, diapazon testleri, pure tone ve konuşma odyometresi, elektro akustik impedansmetrik muayene ve denge muayenesi ile incelendi. Bulgular t testi ile istatistiki olarak değerlendirildi. Çalışmamız sonucunda, diabetes mellituslu hastalarda hafif derecede, yavaş ilerleyen, simetrik ve daha çok yüksek frekansları tutan sensorioneural işitme kaybı tesbit edildi. Bu kayıp hastanın biolojik yaşı ve hastalığın süresi ile ilgiliydi. Bulgularımız klasik bilgiler, aynı konuda daha önce yapılan araştırmalar ile tartışıldı

Are elderly people exhibiting greater sensitivity to the nature of communication due to sneezing and nasal discharge?

Abstract. – OBJECTIVE: Communication with elderly has always presented specific challenges which do not affect other groups. The aim of the study was to investigate how elderly patients perceive communication with doctors due to sneezing and nasal discharge, in particular during COVID-19 pandemic having personal protective equipment, including goggles, face shield, mask and hazard suits affects the quality of communication. SUBJECTS AND METHODS: 100 patients (50 male and 50 female), all over the age of 65 years, were enrolled as the study group. Elderly patients attending the otorhinolaryngology department, for any reason, were invited to participate in the study, which was carried out during the COVID-19 pandemic. A control group, consisting of 50 patients (male and female), and aged between 25 and 35 years, was also recruited in the same way. Communication questionnaire and Social Communication Skills Rating Scale were applied to all participants. RESULTS: The results indicate that patients sneezing, with nasal discharge symptoms, and doctors’ use of personal protective equipment, including goggles, facial shields, masks and hazard suits and the precautions in behavior designed to protect the doctor during the COVID-19 pandemic were associated with negative effects on doctor-patient communication. CONCLUSIONS: It is a cultural expectation that seniors be invariably treated with respect. In the extraordinary circumstances of the current pandemic, clinicians need to pay even more attention than usual to how they communicate, to ensure that communication remains both effective and respectful at all times

Türk kulak burun boğaz hekimlerinin bilimsel toplantı tercihleri: Anket çalışması

Amaç: Bu çalışmanın amacı Türkiye'de Kulak Burun Boğaz uzmanı hekimler ile Kulak Burun Boğaz hastalıklarında asistanlık eğitimi alan hekimlerin bilgi edinebilme çabalarını ve kanıta dayalı becerilerini kazanma isteklerini araştırmaktır. Yöntem: Ekim 2010'da Türk Ulusal Kulak Burun Boğaz kongresine katılan 740 KBB hekimine kesitsel bir anket uygulandı. Beş yüz kırk üç tamamlanmış anket değerlendirmeye alınarak çalışmaya dahil edildi. Bu anket hekimlerin akademik olarak Kulak Burun Boğaz toplantılarından beklentilerini içeren dört sorudan oluşuyordu. Bu dört soru için birden beşe kadar olan 'değer tespiti' puanlama sistemi kullanıldı. Bulgular: Bilgiye hakim olma istekliliği ile meslekte yıl deneyimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon saptandı. 'Toplantılardan size en yararlı geleceğine inandıklarınız hangileridir?' sorusuna verilen cevaplar incelendiğinde canlı interaktif cerrahi seyretmek ya da tek konulu sempozyuma katılmak yerine, yurt dışında ameliyat izlemek ve kurslara katılmak, 'Hangi toplantıya ya da uygulamalı kursa katılmak cazip geliyor?' sorusuna da yine canlı cerrahi izlenebilen toplantı yerine, 'Öncelikle kadavra diseksiyon kurslarına katılmak' cevapları alındı. Sonuç: Çalışma sonucumuz, ülkemizde çalışan KBB hekimlerinin eğitim amaçlı spesifik interaktif bilginin sadece toplantılardan elde edilmesinden çok; kadavralardan elde edilen kanıta dayalı pratikle olacağına inandığını ve çoğunluğunun bilgi ve becerilerini arttırmaya istekli olduğunu göstermektedir. Makalemizin sonuçları KBB uzmanlarının eğitim sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalara ışık tutmaktadır.Objective: The objective of this study was to investigate the current information-seeking behaviors of ENT physicians and ENT trainees in Turkey and their willingness to learn and acquire evidence-based practice skills. Methods: A cross-sectional survey was carried out by distribution of a questionnaire to 740 otolaryngologists employed in Turkey who attended a national otolaryngology meeting in October 2010. Five-hundred forty-three completed questionnaires were gathered. The questionnaire was created as four questions including expectations from academical meetings valuation scoring from one to five points was used to evaluate these four questions in the questionnaire. Results: There was a statistical correlation between the number of years of experience and willingness to acquire information mastery skills. When the responses to the question 'Which meetings do you believe that you will benefit mostly?' were analyzed, they preferred to watch surgical operations in international workshops or participate in courses abroad, instead of attending interactive surgical operations or symposiums on a single topic. Based on the responses to the question 'Which meetings or applied courses do you find attractive to participate?' they preferred to attend 'courses of cadaver dissection' in lieu of live-interactive surgical operations. Conclusion: Most otolaryngologists in Turkey not only believed that it is essential to acquire specific interactive information from the meetings, but also they were convinced that effective education depends on evidence-based practice with cadavers. Most were willing to increase these information and skills. Results of our article shed light on the points to be considered in educational process of ENT specialists

The Effects of Online Platforms to the Accommodation Sector

Online/Çevrimiçi Seyahat Acentaları (OTA'lar), çevrimiçi rezervasyon olanakları sağlayan dijital platformlardır. Onlar otel rezervasyonlarının büyük bir bölümüne hâkimdir. Özellikle bağımsız oteller OTA’lara bağımlı hale gelmiştir. Sektör yüksek komisyonlardan şikâyetçi durumdadır. Türkiye G20 ülkesi içinde Platform Hazırlık Endeksi Sıralamasında son sıralardadır. Buna karşın, pazarı olgunlaştıracak girişimlerde bulunarak, komisyonsuz gelir modeline dayalı platform ekosistemleri hayata geçirebilir. Model önerilerine geçmeden önce, bu çalışma tüketicilerin internetteki arama davranışlarına odaklanmış ve araştırmada veri toplama yöntemi olarak odak grup görüşmesi kullanılmıştır. Bulgulara göre, OTA tercihlerinde ilk sırayı Booking.com, Metasearch uygulaması olarak ilk sırayı Trivago almaktadır. Araştırmaya katılanların yarısı ise otel ararken öncelikle arama motoru kullanmaktadır. Netice olarak komisyonsuz ekosistemler yaratırken, arama motorlarının ilk sayfasında ve organik sıralaması içinde yer almayı başarmak gerekmektedir.Online/Online Travel Agencies (OTAs) are digital platforms that provide online booking opportunities. They dominate most of the hotel bookings. Especially independent hotels have become dependent on OTAs. The sector is complaining about high commissions. Turkey is at the last place in the rankings of the G20 countries Platform Readiness Index. On the other hand, it can implement platform ecosystems based on commission-free income model by making initiatives to mature the market. Prior to model recommendations, this study focused on consumers' search behavior on the Internet and focus group interview was used as the data collection method in the study. According to the findings, the first place in the OTA preferences as Booking.com, the first place as Metasearch Trivago takes. Half of the respondents searched the hotel for a search engine. As a result, when creating platform ecosystems without commissions, it is necessary to succeed in the first page of the search engines and in the organic order

The Effects Of Snoring On The Family Communications

Giriş: Horlama sosyal bir sorundur ve de aile ilişkilerini tehdit eden bir problemdir. Bu çalışmada horlamanın aile içi iletişime etkilerini araştırmayı amaçladık. Yöntem: Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak-Burun-Boğaz kliniğine horlama şikayetiyle gelen 50 hastaya horlamanın aile içi iletişime etkileri konusunda puanlama ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Ankete 36 erkek, 14 kadın katılmıştır. Katılan kişiler 20-74 yaş aralığındadır. Yaş ortalaması 45.08±11.88’dir. Ankete katılan kişilerin horlama konusunda bilgileri eğitim düzeyleri ile karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlı bulundu.(p?0.05) Sonuç: Horlama tüm aile bireylerini etkileyen aile içi iletişimi bozacak düzeyde bir sorundur. Bunun yanında kişinin sadece kendi fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyen bir sorun olmayıp hem aile hem de toplumdaki insanlarla iletişiminde bozukluklara neden olmaktadır.Introduction: Snoring is a social problem and threatening family relations. In this study we aimed to investigate the effects of snoring on the family communication. Methods: 50 patients admitted to Adana City Training and Research Hospital with snoring complaint were performed the effects of snoring on the family communication scoring scale. Findings: 36 male 14 female joined the survey. The range of participants was 20-74. The mean and of ages was 45.08±11.88. When the knowledge of the participants of the questionnaire about snoring and education levels were compared it was found statistically significant.(p<0.05) Conclusion: Snoring affecting all family members is a problem at a level that disturbs family communications. Besides it is not a problem that only affecting the person’s physical and psychologic health but also cause communication problems both in the family and in the society

Mukopolisakkaridoz hastalarındaki otolarengolojik bulgular

Bu derleme makalede MPS hastalarındaki otolarengolojik sorunları raporladık. Mukopolisakkaridozlar (MPS'ler) her biri mukopolisakkaritlerin parçalanmasında rol alan ve şimdilerde glikozaminoglikanlar denilen (GAG'ler) kalıtsal bir enzim eksikliği nedeniyle oluşan bir lizozom depo hastalıkları grubudur. Mukopolisakkaridozlar, mukopolisakkaridoz tip 1-VII diye bilinen 7 metabolizma hastalığı grubunu oluştururlar. Grupların tümünde klinik ve otolaringolojik belirtiler görülür. Mukopolisakkaridoz hastalarında sık görülen otolarengolojik bulgular olarak üst hava yolu obstrüksiyonu, obstrüktif uyku apnesi, ağız açmanın kısıtlanması, orta kulak efüzyonu, işitme ve soluma sorunları vb. bildirilmektedir. KBB uzmanları arasında MPS'ler konusunda farkındalığın artırılması çocuk doktorundan ziyade bir KBB uzmanına giden MPS'den kuşkulanılan hastalar için yaşam kurtarıcı bir çaba olacaktır. Mukopolisakkaridoz hastalarında kısa boyun nedeniyle trakeotomi yapmak zorlaşabilir. Ağız açmanın kısıtlanması nedeniyle tonsillektomi ve adsenoidektomi ameliyatlarından önce hastalar dikkatle değerlendirilmelidir. Anesteziden önce hava yolu sorunları değerlendirilmelidir. Tüm KBB uzmanlarının bu sorunların farkınnda olmaları konusunda dikkati çekilmelidir.In this review paper, we reported otolaryngological problems in patients with mucopolysaccharidoses (MPSs). Mucopolysaccharidoses are a group of lysosomal storage diseases, each of which is produced by an inherited deficiency of an enzyme involved in the degradation of acid mucopolysaccharides, now called glycosaminoglycans (GAGs). The mucopolysaccharidoses consist of a group of 7 metabolic disorders, known as mucopolysaccharidoses types I-VII. In all groups, there are clinical and otolaryngological manifestations. In MPS patients, upper airway obstruction, obstructive sleep apnea, restriction of mouth opening, middle ear effusion, hearing and breathing problems, etc. are reported as common otolaryngological findings. Increasing awareness of MPS's among ENT doctors will be a life saving attempt for MPS suspected patients who admit an ENT doctor rather than a pediatrician. In MPS patients, tracheotomy may be difficult due to short neck. Due to mouth opening restriction, patients should be evaluated carefully before tonsillectomy and adenoidectomy operations. Airway problems must be evaluated before anesthesia. All ENT doctors should be noticed to be aware of these problems

Nasolacrimal duct obstruction: the relationship with nasal allergy

Abstract Nasolacrimal duct obstruction (NLDO) is a common event in clinical practice. The authors, all members of the Italian Society of Rhinology, analysed 100 cases from different ENT Departments. The causes of NLDO, according to the etiology, can be divided into two classes: idiopathic primary acquired nasolacrimal duct obstruction and secondary. The aim of the study was to describe an association between the sign and symptoms of chronic rhinosinusitis and a complaint of epiphora

Phototherapy for allergic rhinitis: a prospective, randomized, single-blind, placebo-controlled study

Abstract: Phototherapy has a profound immunosuppressive effect, and phototherapeutic methods using both ultraviolet (UV) and visible light are therefore widely used for the therapy of various inflammatory skin diseases. It is also proposed that phototherapy, using a combination of UV-A (25%), UV-B (5%) and visible light (70%), may represent a therapeutic alternative in patients with allergic rhinitis. Seventy nine patients were randomly assigned to receive either a combination of UV-A (25%), UV-B (5%) and visible light (70%), in the phototherapy group, or low-intensity visible light, in the control group. The efficacy of treatment was assessed by means of total nasal symptom score before treatment and 1 month after the end of treatment. Total nasal scores decreased in both groups but the decrease was highly significant in the active treatment group when compared with the placebo (p &lt; 0.001). This study demonstrates that phototherapy may be an effective modality in the treatment of allergic rhinitis especially in cases of which commonly used drugs either are contraindicated and/or have insufficient efficacy

Facial mask for prevention of allergic rhinitis symptoms

ObjectivesWe reviewed the role of facial masks in preventing allergic rhinitis (AR) symptoms.MethodsThe literature survey was performed in PubMed, EBSCO, UpToDate, and Proquest Central databases of Kırıkkale University and Google and Google Scholar databases.ResultsAeroallergens are microscopic airborne particles that trigger AR symptoms. In sensitive people, the type 1 hypersensitivity reaction against these allergens occurs when these microparticles enter the nasal mucosa via inhalation. Pollens, molds, dust mites, and animal dander are only some of the allergens suspected of contributing to AR symptoms. The treatment guidelines for AR extensively encompass allergy avoidance and environmental management as the first-line treatment. It is recommended that those who experience seasonal symptoms try to avoid their triggers whenever possible. While medical masks filter out particles larger than 3 μm, FFP2 masks are effective against particles as small as 0.004 μm. Since both mask types are effective in filtering pollen larger than 5 μm in size, they can be used to prevent pollen exposure. The “antiviral protection” provided by medical and FFP2 masks to hospital employees is roughly equivalent. Thus, both should be effective against direct local (eye) or indirect inhaled (nose, bronchial) pollen exposure. For the masks to do their job, they need to fit correctly.ConclusionFace mask affects AR patients' quality of life and reduces AR symptoms' severity