Bronchopleural Fistula: Causes, Diagnoses and Management

Bronchopleural fistula (BPF) is a pathological communication between the bronchial tree and pleural space. This clinical condition, which has high mortality and morbidity, is one of the major therapeutic challenges for clinicians even today. BPF may result from a lung neoplasm, necrotizing pneumonia, empyema, blunt and penetrating lung injuries, and a complication of surgical procedures. Lung resection is the most common cause of BPF, and this chapter will focus more on this topic. Frequency ranges from 4.5 to 20% after pneumonectomy and from 0.5 to 1% after lobectomy. Several risk factors have been defined in the development of postoperative BPF; preoperative radiotherapy, pulmonary infection, diabetes, right pneumonectomy, a long bronchial stump, residual cancer at the stump (R1 and R2 resection), and the need for postoperative ventilation (especially with high PEEP). BPFs are divided, based on the time elapsed since surgery, into early or late fistula. This grouping is important in management of patient treatment. In early BPF, surgical treatment is generally the preferred treatment modality, whereas in late BPF, conservative approach is preferred. The management of BPF is still one of the most complex challenges encountered by the thoracic surgeons; so prevention is the best way to manage postoperative BPF

The Role of Minimally Invasive Surgery in the Treatment of Lung Cancer

Lobectomy plus regional lymph node dissection remains the gold standard treatment method in early-stage lung cancer. However, with the demonstration of the safety and efficacy of minimally invasive approaches, the expression of surgery in this statement, replaced by thoracoscopic anatomical lung resection. Clinical studies have demonstrated the superiority of VATS in terms of postoperative pain, drainage time, length of hospital stay, and complications, moreover, long-term oncologic results are similar or better than thoracotomy. Therefore, VATS lobectomy is the preferred surgical method in early-stage lung cancer. Different surgical techniques are available in VATS and can be modified according to the surgeon’s personal experience. Uniport can be applied as well as two or three port incisions. In this book section, I plan to focus on VATS lobectomy, technique-related tricks, complication management, and long-term oncologic results in early and locally advanced lung cancer

Akciğer rezeksiyonu sonrası komplikasyonların önceden belirlenmesinde merdiven çıkma ve 6-dakika yürüme testlerinin yeri

Amaç: Akciğer rezeksiyonlarından sonra kaçınılmaz olarak olguların yaklaşık %25’inde, çoğu kardiyak veya solunumsal olmak üzere komplikasyon gelişir. Bu komplikasyonların sıklığının azaltılması, ancak bu açıdan yüksek risk taşıyan olguların önceden tahmin edilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıyla olanaklıdır. Bu yüzden preoperatif risklerin belirlenmesinde, kardiyovasküler ve solunum sistemlerinin birlikte değerlendirilmesine olanak sağlayan egzersiz testleri son yıllarda daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada merdiven çıkma ve 6-dakika yürüme testlerinin, postoperatif dönemde ortaya çıkabilecek komplikasyonları önceden belirlemedeki kestirim değerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu prospektif çalışmaya, akciğer rezeksiyonu uygulanan 17’si(%68) erkek ve yaş ortalaması 53,1±18,3 (17-75) olan ardışık 25 olgu alındı. Tüm olgulara, standart spirometri ve arteriyel kan gazı analizleri sonuçlarına bakılmaksızın merdiven çıkma ve 6-dakika yürüme testleri uygulandı. Test öncesi ve sonrasında ölçülen dakika solunum sayısı, arteriyel kan basıncı, nabız dakika sayısı ve 6-dakika yürüme mesafeleri prospektif olarak veritabanına kaydedildi. Yirmi (%80) olgu akciğer kanseri nedeniyle opere edildi. Onbeş(%60) olguya lobektomi/bilobektomi, 8 olguya (%32) pnömonektomi ve diğer 2’sine (%8) ise kama rezeksiyon uygulandı. Postoperatif ilk 30 günde ortaya çıkan tüm kardiyopulmoner komplikasyonlar çalışmanın birincil sonucu olarak kabul edildi. Bulgular: Postoperatif dönemde 3’ü atelektazi, diğer 3’ü ise tedavi gerektiren hızlı ritimli atriyal fibrilasyon olmak üzere 6 (%24) hastada komplikasyon gelişti. Postoperatif komplikasyonlar ile cinsiyet, sistolik ve diyastolik kan basınçları, solunum ve nabız sayılarındaki değişiklikler arasında bir ilişki bulunamadı. Tek değişkenli analiz ile yapılan karşılaştırmalarda, komplikasyon gelişen olgu grubunda, 3. ve 5. dakika ortalama nabız sayılarının belirgin olarak daha yüksek olduğu saptandı (sırasıyla p=0,026 ve p=0,035). Çok değişkenli analiz ile, merdiven çıkma testi sonrası 3. dakika nabız sayısının 120’den çok, 5. dakika nabız sayısının 115’ten çok ve 6-dakika yürüme testi sonrası diyastolik kan basıncının ise 65 mmHg’den daha az olmasının postoperatif komplikasyon gelişimini önceden belirleyen bağımsız faktörler olduğu gözlendi (sırasıyla, ?=0,92 ve p<0,03; ?=0,91 ve p<0,04; ?=-0,88 ve p<0,05). Sonuç: Gerek solunum, gerekse kardiyovasküler sistem hastalıkları açısından düşük risk grubunda olmasına rağmen, çalışmamızdaki olguların yaklaşık dörtte birinde postoperatif komplikasyon gelişmesi, yüksek risk grubu olgularının preoperatif dönemde belirlenmesinin önemini daha da destekler niteliktedir. Bu yüzden, hem uygulama kolaylığı, hem de karmaşık cihazlar gerektirmemesi nedeniyle bu testlerin akciğer rezeksiyonu planlanmış düşük risk grubundaki hastalara da uygulanmasını öneririz

Minimally Invasive Approaches in the Thoracic Surgery

Minimally invasive techniques in thoracic surgery have made great progress over the past 20 years and are still evolving. Many surgical procedures performed with large thoracotomy incisions in the past can now be performed with much smaller incisions. With many studies, the advantages of minimally invasive surgery have been clearly seen, and thus its use has become widespread worldwide. Today, minimally invasive surgical methods have become the first choice in the diagnosis and treatment of lung, pleural and mediastinal pathologies. Minimally invasive approaches in thoracic surgery include many different techniques and applications. In this chapter, current minimally invasive techniques in thoracic surgery are discussed and important points are emphasized in the light of the current literature