107 research outputs found

    Otobüslerde Kullanılan Plastik Yakıt Tanklarının Statik Ve Dinamik Analizler Yardımıyla Dayanımının İncelenmesi

    Get PDF
    Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2015Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2015Günümüzde, otobüslerde kullanılmakta olan konvansiyonel metal yakıt tankları yerini plastik yakıt tanklarına bırakmaktadır. Bu makalede, plastik yakıt tanklarının, statik ve dinamik analizlere dayalı, bilgisayar destekli, geliştime-tasarım projesinn bir kısmı sunulmuştur. Öncelikle, plastik malzemenin mekanik özelliklerini bulmaya yönelik kupon testleri gerçekleştirilmiştir. Statik analizlerde yakıt tankına eşdeğer yükler uygulanmıştır. Dinamik analizler ise zamanla değişen yük, yakıt ve tankın atalaet momentleri göz önüne alınmış ve modal transient analiz yöntemi kullanılmıştır. Statik analizlerde, eşdeğer statik yükleme yaklaşımı kullanılmaktadır. Yapılan dinamk analizlerde, akışkan akustik elemanlar kullanılarak modellenmiştir. Yakıt tankı farklı doluluk oranları için incelenerek karşılaştırılmış ve sonuçları bu bildiride paylaşılmıştır.Nowadays, the conventional metal fuel tanks used in buses are being replaced with plastic fuel tanks. In this paper, a part of the project which aims to develop a computer aided methodology for developing/designing of the plastic fuel tanks based on static and dynamic analysis is presented. Coupon tests are first conducted to acquire the mechanical properties of the plastic material. In the static analysis, equivalent static loads are applied to the fuel tanks. In the dynamic analysis, the time varying loading and the inertia of the fluid and fuel tanks are taken into account using modal transient analysis. Fluid which is in the tank is modeled with acoustic approach in dynamic analysis. In this paper, different fullness ratios of the fuel tank are investigated and both results are compared each other

    Sinemada biçem : Lütfi Ömer Akad sineması

    Get PDF
    Tez (doktora) - Anadolu ÜniversitesiAnadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sinema ve Televizyon Anabilim DalıKayıt no: 338586Sinemada biçem yada üslup (style) en basit tanımıyla, mediumun (filmin) tekniğinin sistematik ve belirlenmiş kullanımıdır. Anlatı yapısı (öykü), sinematografi (kamera hareketleri ve çekim ölçekleri), mizansen (çerçeveleme, aydınlatma, dekor ve kostüm), kurgu ve ses olarak sıralanabilecek bu teknikler, sinemada biçemi oluşturmaya yarayan sinemasal anlatımın bazı temel öğeleridir. Sinema tarihinde pek çok yönetmen ve onların yönettiği pek çok film bulunmaktadır. Yönetmenlerin yaratmış olduğu bu filmler, yer ve zamana göre değişebilmektedir, fakat biçemi olan bir yönetmen her filmde -asgari düzeyde bile olsa- kendi sinema diline ait unsurları barındırır ve bu dili mutlaka izleyicisine hissettirir. Lütfi Ömer Akad, Türk Sinema Tarihi'nde gerçek anlamda sinema dilini kurma ve uygulama açısından akla gelebilecek ilk isimdir. Akad, yaptığı filmler ve Türk Sineması'na getirdiği yeniliklerle, kendisinden sonra gelen yönetmenlere öncülük etmiş ve onları etkilemiştir. Dolayısıyla, Türk Sinemasında Biçem konusundaki bir çalışmanın, Lütfi Ömer Akad ile başlamasının gerekliliği açıktır. Bir yönetmenin sinemasını analiz edebilmek ve biçemini anlayabilmek için, onun filmlerini ve sinemanın biçemsel öğelerini nasıl kullandığım incelemek gerekmektedir. Bu nedenle, bu araştırmanın temel sorununu da, Akad'ın biçemini ortaya çıkarmak oluşturmaktadır. Bu sorun temelinde sinemada biçem kavramından yola çıkarak, Lütfi Ömer Akad'ın sinemasal biçeminin ne olduğunu saptamak, ne yönde değiştiğini incelemek ve bu değişimi, dönemin sinemasal ortamı ile ilişkilendirerek irdelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Bulgular ve Yorum Bölümü'nde öncelikle biçem kavramına ilişkin kuram yaklaşımlar incelenmiş, daha sonra ise sinemada biçem tanımından yola çıkılarak, sinemanın biçemsel tarihi ve sinemada biçemi yaratan beş temel anlatım öğesi (Anlatı Yapısı, Sinematografi, Mizansen, Kurgu ve Ses) ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Daha sonra ise Lütfi Ömer Akad sineması, dönemin sinemasal ortamı ve Akad'ın o dönem çektiği filmlerle değerlendirilmiştir. Son olarak ise yönetmenin seçilen dokuz filmi, sinemada biçemi yaratan anlatım öğeleri temel alınarak çözümlenmiştir. Araştırmanın son bölümünde ise sonuç, yargı ve önerilere yer verilmiştir

    Star Image at the Cinema: James Dean and Rebel Without a Cause (1955)

    Get PDF
    Hemen her toplumda insanlar, içlerinden bazılarını belirli nitelikleri nedeniyle, kendilerinden daha üstün ve ulaşılmaz görme eğiliminde bulunmuşlardır. Tarihte pek çok örneği olan bu kişiler, başarıları ile bir toplumu peşlerinden sürükleyebilecek niteliklere ve karizmaya sahiptir. Bu kişilerin başında da yıldızlar gelmektedir. Yıldızlar, var olmaları zaten yeterince etkili olan, bizi büyüleyen ve peşlerinden sürükleyen kişilerdir. Bir başka deyişle yıldızlar, sinema perdesinde gördüğümüz, ancak gökteki yıldızlar gibi bir türlü erişemediğimiz kişilerdir. Bu yıldızlardan birisi de sadece hayatı boyunca sadece üç filmde rol alarak, genç yaşta bir trafik kazasında hayata gözlerini yuman James Dean'dir. Dean'in rol aldığı ikinci film, onu dünya çapında ölümsüz bir yıldız yapan ve yönetmenliğini Nicholas Ray'in yaptığı Asi Gençlik (Rebel Without A Cause-1955)'tir. James Dean'in öz yaşam öyküsü ve filmde canlandırdığı karakter arasında bir paralellik bulunmaktadır. Bu yazının amacı, bir oyuncu olarak James Dean'in kendi öz yaşam öyküsünden yola çıkarak, Asi Gençlik filminde canlandırdığı karakter ile bağlantı kurup, ne şekilde tüm dünyada popüler ve ölümsüz bir yıldız haline geldiğinin izlerini sürmektir.Almost in all societies, people have a tendency to choose the ones who are assumed in the community far superior and unreachable because of their some sort of qualities. As we can see many examples of it in the history, these persons have a charisma and character that can drag a community beside them. And, the stars are at the top of these people. The stars are not only quite effective with their existence, but also they are the ones who enchant us and drag us with their charm. In other words, the stars are the ones who can be seen on silver screen, but can never be reached like the real stars on the sky. Surely, one of these stars is James Dean who took part in only three films throughout his lifetime and died young because of a traffic accident. The second film Dean starred is Rebel Without A Cause-1955, which was directed by Nicholas Ray, made him an immortal and world-famous star. There is a similarity between James Dean's autobiography and the character he played in the film. The aim of this article is to make a connection between his own life story and the character he played in the film, and also to track the steps until he became a popular and unforgettable icon around the world

    Luc Besson sinemasında şiddet ve sevginin sunumu

    Get PDF
    Tez (yüksek lisans) - Anadolu ÜniversitesiAnadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sinema ve Televizyon Anabilim DalıKayıt no: 143869Şiddet ve sevgi, yaşamın temelini oluşturan ve insanlarla her an var olan duygulardır. Bu yüzden de, insanı ve insan yaşamını yansıtan, konularını buradan seçen sinema, bu iki ana temaya çok sık başvurur. Özellikle şiddet, başlangıcından beri sinemada çok sık kullanılan bir öğedir. Ancak 1970'li yılların başından itibaren filmlerde şiddet öğesinin kullanımı çok büyük bir artış göstermiştir. Sevgi öğesinin bu tarz filmlerdeki kullanım amacı, konuyu zenginleştirmek ve izlenmeyi kolaylaştırmaktır. Luc Besson ise, 80'li ve 90'lı yıllarda yaptığı filmlerle bu duruma yeni bir bakış açısı getirmiştir. Onun filmlerinde, son 20 yılda yapılan ve şiddet öğesini içeren filmlerin aksine şiddet bir amaç değil, araçtır. Sevgi ise filmin verilmek istenen ana mesajı, yani aracı değil amacıdır. Luc Besson'un bunu filmlerinde nasıl başardığı bir sorun olarak belirmiştir. Bu sorun çerçevesinde, Besson'un şiddet ve sevgi öğelerini filmlerine ne şekilde yansıttığını göstermek ve filmlerdeki bu öğelerin ne tür bir ilişki içinde olduğunu belilemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Bulgular ve Yorum Bölümü'nde öncelikle şiddet ile sevgi kavramları, kuramsal açıdan tanımları ve türleriyle incelenmiştir. Daha sonra ise Luc Besson sineması hakkında bir değerlendirme yapılarak, yönetmenin seçilen beş filmi, şiddet ve sevginin kuramsal açıklamaları temel alınarak çözümlenmiştir. Sonuç Bölümü'nde ise yargı ve önerilere yer verilmiştir

    Lutfi Omer Akad and Yalnızlar Rıhtımı (1959): A Style Analysis

    Get PDF
    Sinema sanatında biçemi olan bir yönetmen her filmde kendi sinema diline ait unsurları barındırır ve bu dili mutlaka izleyicisine hissettirir. Biçemi oluşturan unsurlar anlatı yapısı, sinematografi, mizansen, kurgu ve ses gibi sinemasal anlatımın temel öğeleridir. Lütfi Ömer Akad, Türk Sinema Tarihi’nde gerçek anlamda sinema dilini kurma ve uygulama açısından akla gelebilecek ilk isimdir. Çünkü ondan önceki dönem, Türk Sineması’nda, tiyatrodan yetişme yönetmenlerin egemenliği altında geçen ve sinemanın “tiyatro gibi” yapıldığı bir etkilenme dönemidir. Akad ele aldığı içeriği, içinde yaşadığı toplumun ve sinemanın gerçeklerinden soyutlamayarak, kendisine özgü bir anlatım dili geliştirip sunan ilk Türk yönetmendir. Bu çalışmanın temel amacı, Akad’ın filmlerinde yaratmış olduğu bu özgün biçemi açıklamaya çalışmaktır. Bu amaçla, önce sinemada biçem konusundan bahsedilecek, daha sonra ise Yalnızlar Rıhtımı (1959) filmi üzerinden Akad’ın biçeminin izleri sürülerek ayrıntılı bir analiz yapılmaya çalışılacaktır. Bu çalışmada David Bordwell ve Kristin Thompson’un Film Art: An Introduction isimli araştırmalarında kullanılan biçemsel analiz yönteminden yararlanılmıştır.A director having his/her own style in cinema nestles items belonging to his/her own film language in each of the films that he/she shoots, and he/she absolutely makes his/her spectators feel such film language. The items composing the said style are the basic elements of cinematic expression such as narrative structure, cinematography, mise-en-scene, editing and sound. Lutfi Omer Akad is probably the first name that comes to mind in Turkish Cinema History with regard to establishment of film language and the application thereof in the literal sense. As known, the period passed prior to him has been admitted as a "period of influence" since during such period, the Turkish Cinema was dominated by directors previously performed at theatres and accordingly, the art of cinema was carried out similar to the theater business. Akad is the first Turkish director who never abstracted the content that he dealt with from the realities of the art of cinema as well as the society he lived in. The purpose of this work is to try to explain such original style that Akad has created in his movies. As such, style in the art of cinema will be discussed first, and then Akad's style will be analysed in details through the movie called Yalnizlar Rihtimi (1959). The method of this work is the film style analysis of Film Art: An Introduction by David Bordwell and Kristin Thompson

    Fotografik Görüntünün Oluşma Süreci ve Bu Görüntüde Sanatçının Rolü

    Get PDF
    Bu çalışmanın temel konusu, fotoğraf ve resim ilişkisi ile fotoğrafı oluşturan sanatçı ve aygıt’ın özellikleridir. Ayrıca, fotoğrafın resim sanatına olan etkisi ve ortaya çıkan fotografık görüntüde sanatçı ile aygıtın ne ölçüde bir rolü olduğu da değerlendirilmeye çalışılacaktır. Çalışmanın ilk bölümünde görüntü olgusu ele alınmış, daha sonra fotoğrafın temeli olan “camera obscura” ya değinilip, bu teknik ve estetik bilgiler ışığında fotoğrafın ortaya çıkışı incelenmiştir. İkinci bölümde, fotoğrafın ortaya çıktığı çağa olan etkileri incelendikten sonra, onun resim sanatına olan etkisinden ve bu sanat dalından ayrılan farklı yönleri sunulmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise, fotoğrafı ortaya çıkaran sanatçı ve aygıtın özellikleri incelenmiştir

    Sosyal Medya Kampanyası Aracılığıyla Otizm Farkındalığının Ölçümlenmesi ve Arttırılmasına Yönelik Bir İletişim Çalışması

    Get PDF
    Bu çalışmanın temel amacı toplumun mevcut otizm farkındalığını ölçümlemektir. Ek olarak çalışmanın, yapısı gereği, otizm farkındalığının arttırılmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmada öncelikle otizmli bireylerin aileleri ile görüşmeler yapılmış; ardından Türkiye genelinde geniş bir örnekleme ulaşmak amacıyla bir sosyal medya kampanyası tasarlanmış ve toplumun farklı kesimlerinin dahil edildiği bir farkındalık araştırması gerçekleştirilmiştir. Ağırlıklı olarak Instagram ve Facebook üzerinden yürütülen kampanya, medya dünyasından tanınmış kişilerce de desteklenmiş; reklam uygulamalarının yanı sıra organik iletişim aracılığıyla kampanya için tasarlanan web sitesine trafik sağlamıştır. Bu sayede, hem kampanya web sitesinde yer verilen farkındalık anketine coğrafi ve demografik açıdan çeşitliliğe sahip bir örneklemin katılımı sağlanmış hem de araştırma dışında otizm ile ilgili gerekli bilgiler site ziyaretçileri ile paylaşılmıştır. Aile görüşmeleri nitel, farkındalık araştırması ise nicel yaklaşımla yürütülen çalışma, karma desen bir araştırma olarak nitelendirilebilir. Araştırma sonucunda otizm konusunun merkezinde yer alan ailelerin görüşleri ile toplumun geri kalanının konuya bakışı ve farkındalık düzeyi bir arada değerlendirilmiştir. Genel bir ifadeyle, ailelerin yaşadığı kaygı ve problemlerin alandaki önceki çalışmaları desteklediği; toplumun otizm farkındalığının ise beklenen düzeyden düşük olduğu söylenebilir. Ailelerin problemleri arasında dışlanma ve sosyal ilişkilerde yaşanan olumsuzluklar öne çıkmasına karşın; araştırmanın diğer boyutunda yer alan katılımcıların otizmli bireylere ve ailelere yönelik olumlu tutumlara sahip oldukları görülmüştür. Gerek aileler gerek diğer bireyler otizmin medyada temsilinin problemli olduğu görüşünde birleşmektedir. Çalışma kapsamında yürütülen sosyal medya kampanyası, araştırmaya gönüllü katılımcı sağlama açısından planlanan hedeflere ulaşmıştır. Kampanyanın farkındalığı arttırma boyutunda ne derece etkili olup olmadığının değerlendirilmesi, çalışma kapsamı dışında olsa da elde edilen erişim ve etkileşimler bu yönde olumlu bir katkıya işaret etmektedir

    Expression of the ionotropic glutamate receptors on neuronostatin neurons in the periventricular nucleus of the hypothalamus

    Get PDF
    Background: Neuronostatin, a newly identified peptide, is accepted as an anorexigenic peptide since it suppresses food intake when given intracerebroventricularly. Although the effect mechanisms of neuronostatin have been shown in different studies, there are no reports in the literature describing the mechanisms controlling neuronostatin neurons. In this study, we aimed to determine the presence of the ionotropic glutamate receptor subunits (iGluRs) in neuronostatin neurons in the periventricular nucleus of the hypothalamus. Materials and methods: The presence of glutamate receptors in neuronostatin neurons was investigated by dual immunohistochemistry. Immunohistochemistry was performed on 40 µm thick coronal brain sections with antibodies against AMPA (GluA1-4), kainate (GluK1/2/3, and GluK5), and NMDA (GluN1 and GluN2A) receptor subunits. Results: The results showed that the neuronostatin neurons expressed most of the NMDA and non-NMDA receptor subunits. The neuronostatin neurons in the anterior hypothalamic periventricular nucleus were particularly immunopositive for GluA1, GluA4, GluK1/2/3, GluK5 and GluN1 antibodies. No expression was observed for GluA2, GluA3 and GluN2A antibodies. Conclusions: For the first time in the literature, our study demonstrated that the neuronostatin neurons express glutamate receptor subunits which may form homomeric or heteromeric functional receptor complexes. Taken together, these results suggest that multiple subunits of iGluRs are responsible for glutamate transmission on neuronostatin neurons in the anterior hypothalamic periventricular nucleus

    Glutamate receptor antagonist suppresses the activation of nesfatin-1 neurons following refeeding or glucose administration

    Get PDF
    Background: Nesfatin-1 is a newly identified satiety peptide that has regulatory effects on food intake and glucose metabolism, and is located in the hypothalamic nuclei, including the supraoptic nucleus (SON). In this study, we have investigated the hypothesis that nesfatin-1 neurons are activated by refeeding and intraperitoneal (ip) glucose injection and that the glutamatergic system has regulatory influences on nesfatin-1 neurons in the SON. Materials and methods: The first set of experiments analyzed activation of nesfatin-1 neurons after refeeding as a physiological stimulus and the effectiveness of the glutamatergic system on this physiological stimulation. The subjects were randomly divided into three groups: fasting group, refeeding group and antagonist (CNQX+refeeding) group.  The second set of experiments analyzed activation of nesfatin-1 neurons by glucose injection as a metabolic stimulus and the effectiveness of the glutamatergic system on this metabolic stimulation. The subjects were randomly divided into three groups: saline group, glucose group and antagonist (CNQX+glucose) group. Results: Refeeding significantly increased the number of activated nesfatin-1 neurons by approximately 66%, and intraperitoneal glucose injection activated these neurons by about 55%, compared to the fasting and saline controls. The injections of glutamate antagonist (CNQX) greatly decreased the number of activated nesfatin-1 neurons. Conclusions: This study suggested that nesfatin-1 neurons were activated by peripheral and/or metabolic signals and that this effect was mediated through the glutamatergic system

    Increased prevalence of testicular microlithiasis in men with familial testicular cancer and their relatives

    Get PDF
    Testicular germ cell tumours (TGCT) cluster in families, but responsible genes remain unidentified. The association between testicular microlithiasis (TM) and testicular carcinoma in situ (CIS) suggests that TM may be a TC risk factor. We report testicular ultrasound findings in men with familial TGCT (FTGCT) and their unaffected relatives. A total of 81 men (48 affected and 33 unaffected) from 31 families with ⩾2 TC cases underwent testicular ultrasound. Testicular microlithiasis was defined as either ‘classic' (⩾5 microliths) or ‘limited' (<5 microliths). Statistical analyses used Fisher's exact test and permutation testing. Testicular microlithiasis was more frequent in the contralateral testicles of men with a history of TGCT (affected men) than in unaffected men (48 vs 24%, P=0.04). The association appeared stronger for classic TM (21 vs 9%) than for limited TM (27 vs 15%). Testicular microlithiases were bilateral in six out of seven (87%) unaffected men. Among affected men, TM was not associated with histology, age at diagnosis or cancer treatment. Of the 31 families, 10 accounted for a majority (61%) of the TM cases identified (P=0.11). Testicular microlithiasis was more prevalent among FTGCT family members than described previously in the general population, and was more common among FTGCT cases vs unaffected blood relatives. Testicular microlithiasis appeared to cluster in certain families. These findings suggest both a familial predisposition to TM and an association between TM and FTGCT. If proven, this could be clinically important to men in FTGCT families, and may be useful in identifying specific genes involved in FTGCT
    corecore