466 research outputs found
Kesiklerin bazalt / karbon hibrit kompozitlerin serbest titreşim tepkisine etkileri
The current work deals with an experimental investigation about the influence of cut-outs on dynamic characteristics of basalt/carbon hybrid fiber reinforced composite laminates. The composite samples have been fabricated via vacuum assisted resin transfer molding technique and cut-outs in the form of triangular, square and circular shapes with equal areas have been processed on them to systematically analyze the influences of cut-outs. The dynamic characteristics of the samples have been examined by conducting free vibration-damping tests and expressed in terms of natural frequency and damping ratio using the frequency response and time-acceleration response. The results show that the damping characteristics of the composite samples can be remarkably improved with the help of cut-outs which provide improvements approximately between 2.41% and 16.65% in damping ratio values. The maximum and minimum variations in damping ratio have observed for non-hybrid carbon fiber reinforced composite samples with triangular cut-out (T-C6) and hybrid basalt/carbon fiber reinforced composite samples with circular cut-out (C-B6), respectively. On the other hand, the presence of cut-outs have led to decreases in natural frequency values as a result of reduction in stiffness caused by the cut-outs. This point out that employment of cut-outs can be a promising application to meet the natural frequency requirements of engineering systems constructed with hybrid fiber reinforced composite laminates.Mevcut çalışma, kesiklerin bazalt / karbon melez fiber takviyeli lamine kompozitlerin dinamik özellikleri üzerindeki etkisi hakkında deneysel bir araştırma ile ilgilidir. Kompozit numuneler, vakum destekli reçine transfer kalıplama tekniği ile imal edilmiş ve kesiklerin etkilerini sistematik olarak analiz etmek için üzerlerinde eşit alanlara sahip üçgen, kare ve dairesel şekiller şeklinde delikler açılmıştır. Numunelerin dinamik özellikleri, serbest titreşim sönümleme testleri yapılarak incelenmiş ve frekans tepkisi ve zaman-ivme tepkisi kullanılarak doğal frekans ve sönümleme oranı cinsinden ifade edilmiştir. Sonuçlar, kompozit numunelerin sönümleme özelliklerinin, sönümleme oranı değerlerinde yaklaşık %2,41 ile %16,65 arasında artışlar sağlayan kesikler yardımıyla önemli ölçüde iyileştirilebileceğini göstermektedir. Sönümleme oranındaki maksimum ve minimum varyasyonlar, sırasıyla üçgen kesikli hibrit olmayan karbon fiber takviyeli kompozit numuneler (T-C6) ve dairesel kesikli hibrit olmayan bazalt fiber takviyeli kompozit numuneler (C-B6) için gözlemlenmiştir. Öte yandan, kesiklerin varlığı, deliklerin neden olduğu sertlikte azalmanın bir sonucu olarak doğal frekans değerlerinde düşüşlere yol açmıştır. Bu, kesiklerin kullanılmasının, hibrit fiber takviyeli kompozit laminatlarla inşa edilen mühendislik sistemlerinin doğal frekans gereksinimlerini karşılamak için umut verici bir uygulama olabileceğini göstermektedir
Samsun-Bafra’da Bulunan 18.-20.Yüzyıl Çeşmeleri ve Bu Çeşmelerin Koruma Problemleri
Bu Çalışmada Samsun’un Bafra ilçesinin merkezinde bulunan çeşmeler ele alınmıştır. Bölgede inşa edilen en eski çeşme 18. yüzyıla tarihlendirilmektedir. İlçede 18. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk yarısına kadar olan sürede inşa edilmiş olan çeşmelerin bir kısmı günümüze ulaşmıştır fakat bu çeşmelerin çoğu atıl durumdadır. Yapılarda sıva çatlakları, malzeme kayıpları, yosunlanma, kirlenme, çürüme, paslanma gibi olumsuz değişimler görülmektedir ve çeşitli yanlış restorasyon uygulamalarının da etkisiyle çeşmeler zaman içinde özgünlüğünü yitirmiştir.
Çalışmada genelden özele doğru giden bir yol izlemek hedeflenmiştir. Öncelikle bölgenin tarihsel gelişimi ve fiziksel özellikleri ele alınacağından ilk bölüm Bafra İlçesi olarak tasarlanmıştır. Bu bölümde Bafra ilçesinin coğrafi özellikleri, nüfusu, ekonomisi ve tarihsel gelişimi ele alınarak ilçe hakkında bilgi verilirken, ilçeye ilk kez bağlanan su şebekesi anlatılmıştır.
Çalışmanın ikinci bölümünde ilçede 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar yapılmış olan çeşmelerin kataloğu oluşturulmuş, tez kapsamında ele alınan yedi çeşme ayrı başlıklar halinde incelenmiştir. Bu katalog içinde her bir çeşme için sekiz ayrı alt başlık oluşturulmuştur. Bu başlıklarda çeşmelerin bulunduğu konumdan, kitabe bilgilerinden, tarihçesinden, mimari ve bezeme özelliklerinden, malzeme kullanımından, tescil durumundan ve restorasyonlarından bahsedilirken; yapıların güncel vaziyetleri anlatılıp koruma durumları hakkında tespitler yapılarak çeşmelerin farklı kaynaklarla elde edilen geçmiş fotoğrafları ile Ağustos 2018 ve Ocak 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen saha çalışmasında çekilen güncel fotoğrafları karşılaştırılarak bilgi verilmiştir. Çeşmeler hakkında verilen bu bilgilerden sonra Çeşmelerin Genel Koruma Sorunları başlığı altında çalışmada ele alınan tüm çeşmelerin mevcut vaziyetleri ile koruma durumları dikkate alınarak çeşmelerin koruma problemleri incelenmiştir.
Ardından üçüncü bölümde “Değerlendirme ve Sonuç” kısmı oluşturulmuştur. Bu bölümde çalışmada yer alan çeşmelere koruma önerileri getirilmiş, çalışma boyunca elde edilen veriler ışığında sonuç bölümü oluşturulmuştur.
Hazırlanan bu tezin bir amacı bölgede bulunan çeşmeleri tanıtmak ve bu çeşmeler hakkındaki bilgi boşluğunu doldurmak, bir diğer amacı ise Bafra’da bulunan yedi çeşmenin yok olmadan ele alınmasının, detaylı olarak incelenmesinin ve onarılmasının yolunu açmaktır.In this study, the fountains in the centre of Bafra, a town of Samsun are dealt with. The oldest fountain in this area is dated to the 18th century. Some fountains that were built between the 18th and the 20th century are still alive but lots of them are really in a bad condition at all. Coating fractures, lost of materials, algea growth, staining, deray and decomposition can be seen on these fountains and these fountains mostly has lost their specific, unique structure because of some kinds of wrong restoration works in time.
In this study it is aimed to proceed by starting from general to the specific ones. First of all, the first part is designed as the town, Bafra because of its historical development and physical structure. In this part, geographical structure of Bafra, its population, its economy and historical development of the town is dealt with to give information about the town and the first water main construction is described.
In the second part of the study the catalogue of the fountains that were built from the 18th century to the 20th century has been created and the seven fountains has been created and the seven fountains that are covered in the thesis have been studied as different headings. In this catalogue, eight different subheadings are formed for each of these fountains. In these subheadings, while the location of the fountains, their inscription knowledge, history, architectural and pattern qualifications, materials, registration information, and restorations have been mentioned, their up-to-date conditions have been established, and to carry out these activities the photos of these fountains from the past in different sources and the up-to-date ones between August 2018-January 2019 are compared in give needed information. After giving this information about the fountains, under the heading as the common conservation problems of fountains, up-to-date conditions of thes examined fountains and their conservation situation are studied and by this way, their conservation problems are eximed.
Then, in the third section, “Evaluation and the Result” part is created. In this part, some conservation offers. Are developed for these fountains, the result part is constituted under the light of those gathered data during this study.
One of the aims of this thesis to be studied is to introduce the fountains in this area, to fill in the lacking part about these fountains, and to have these seven fountains handled before they are destroyed moreover, to get them examied in a detailed way and to give way to their restoration
Lityum hava pilleri için EMITFSI esaslı nanokompozit elektrolitlerin geliştirilmesi
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Lityum hava pillerin teorik spesifik enerjisi, yaklaşık olarak 11000 Wh/Kg'lık bir değerle lityum iyon pillerden yirmi kat daha yüksektir. Fakat pratik olarak uygun bir güç kaynağı şeklinde kullanılmadan önce birçok zorluğun üstesinden gelinmesi gerekmektedir. Lityum hava pillerde elektrolitin önemi çok büyüktür ve özellikle elektrolit içerisindeki geri dönüşümlü oksijenin elektrokimyasanı anlamak gerekmektedir. İyonik sıvılar, birçok üstün özellikleriyle beraber oda sıcaklığında ergimiş tuzlardır. İyonik sıvılara olan ilginin gün geçtikçe artmasının sebebi, birincil ve ikincil lityum pilleri ve kapasitörleri de içine alan yeni nesil uygulamalarda düşük uçuculuk, yüksek iyonik iletkenlik ve geniş elektrokimyasal aralığı göstermesidir. Bu çalışmada, 1M 1-ethyl-3-methyl-imidazoliumbis (trifluoromethanesulfonyl) imide (EMITFSI) / Lithium bis (trifluoromethanesulfonyl) imide (LiTFSI) içeren kompozit polimer elektrolitler, argon atmosferi altında bir glovebox içerisinde, viskoziteyi, iyonik iletkenliği ve termal özellikleri iyileştirmek amacıyla üretilmiştir. Boşluklu yapısıyla GDL (hava geçirimli tabaka) katot olarak kullanılmıştır. Bir lityum disk anot olarak kullanılırken, ECC-Air test hücresinde anot ile katotun birbirine temas edip kısa devre oluşumunu engellemek için cam fiber bir seperatör kullanılmıştır. Hücre, çevrimsel olarak 0,1 mA/cm2 akım yoğunluğunda, 1,5V-4,5V voltaj aralığında test edilmiştir. Elektrokimyasal empedans spektroskopi (EIS) analizleri, eklenen PVDF, PEO ve Al2O3 gibi polimerik ve inorganik katkıların, elektrolitin direnci üzerindeki etkisini incelemek üzere yapılmıştır. Elektrokimyasal testler sonrasında, GDL katodun morfolojisi, çevrim sırasında oluşan lityum bileşiklerini tespit etmek amacıyla taramalı electron mikroskobu ve x-ışınları kırınım analizi kullanılarak yapılmıştır.Lithium-O2 battery, with a theoretical specific energy of about 11000 Wh/Kg, twenty times as high as Li-ion battery, faces many challenges in development before it can become a practically appropriate power source. The role of electrolyte is very important in this system and in particular it is necessary to understand reversible O2 electrochemistry in the electrolyte. Ionic liquids are molten salts at room temperature that have many unique properties. There has been continued increase of interest in ionic liquids because their properties make them preferred for many applications including batteries and capacitors. Their low volatility, high ionic conductivity, and large electrochemical window make them ideal candidates for next generation electrolytes for primary and secondary lithium batteries. In this study, it was optimized composite-polymer electrolytes containing 1M 1-ethyl-3-methyl-imidazoliumbis (trifluoromethanesulfonyl) imide (EMITFSI) / Lithium bis (trifluoromethanesulfonyl) imide (LiTFSI), which possessed low viscosity and high ionic conductivity and thermal properties, under dry argon atmosphere in a glove box. Porous electrode, Gas Diffusion Layer (GDL), was used as cathode, a lithium disk was used as anode while glass fiber was used as the separator in ECC-Air test cell. The cells were cyclically tested using 0.1 mA/cm2 current density over a voltage range of 1.5–4.5 V. Electrochemical impedance spectroscopy (EIS) measurements was applied to investigate the effect of the PVDF, PEO and Al2O3 additives on the resistivity of the electrolyte. After the electrochemical cycling test, the morphologies of the cathodes (GDL) were analyzed using scanning electron microscopy and X-ray diffraction patterns to determine occurring lithium compounds during cycling test
The Determination of the Seed Germination Behaviours of Some Origanum L. (Lamiaceae) Taxa
Bu çalışmada, Batı Anadolu bölgesinde yayılış gösteren Origanum L. (Lamiaceae) cinsine ait 13 taksonun (O. saccatum P. H. Davis, O. solymicum P. H. Davis, O. hypericifolium O. Schwarz et P. H. Davis, O. sipyleum L., O. leptocladum Boiss., O. husnucan-baserii H.Duman, Z. Aytaç& A.Duran, O. bilgeri P. H. Davis, O. minutiflorum Schwarz & P. H. Davis, O. majorana L., O. onites L., O. vulgare L. subsp. hirtum (Link.) Ietswaart, O. vulgare L. subsp. viride (Boiss.) Hayek ve O. vulgare L. subsp. vulgare) tohum çimlenme davranışı incelenmiştir. İki gün -20°C ve +4 °C sıcaklığa maruz bırakılan tohumların oda şartlarında, etüvdeki sürekli karanlık ortamdan daha iyi çimlendiği gözlenmiştir.In this study, seed germination behaviours of 13 Origanum L. (Lamiaceae) taxa (O. saccatum P. H. Davis, O. solymicum P. H. Davis, O. hypericifolium O. Schwarz et P. H. Davis, O. sipyleum L., O. leptocladum Boiss., O. husnucan-baserii H.Duman, Z. Aytaç & A.Duran, O. bilgeri P. H. Davis, O. minutiflorum Schwarz & P. H. Davis, O. majorana L., O. onites L., O. vulgare L. subsp. hirtum (Link.) Ietswaart, O. vulgare L. subsp. viride (Boiss.) Hayek ve O. vulgare L. subsp. vulgare) distributed in Western Anatolia were investigated. It was observed that the seeds exposed to -20 °C and 4 °C had germinated better in room conditions than continuous darkness in an incubator
Embolization of Ruptured Hepatic Hydatid Cyst to Pulmonary Artery in an Elderly Patient : Multidetector computed tomography findings
Pulmonary embolism due to hydatid disease is an unusual condition resulting from the rupture of a hydatic heart cyst or the opening of liver hydatidosis into the venous circulation. A 78-year old male patient complaining of dyspnea, cough and severe chest pain was admitted to our emergency department. A multidetector computed tomography of the chest revealed the presence of multiple nodules in both lungs especially in left and multiple hypodense filling defect in left main pulmonary artery and its branches. In addition, coronal reformatted multidetector computed tomography images also showed two hypodense cystic parenchymal masses on the left lobe of the liver with a cystic embolus in the right atrium. Pulmonary embolism should be kept in mind in patients who have hepatic hydatidosis if suddenly chest pain and dyspnoea occurs, especially in regions where hydatidosis is endemic
Ergenlerde Adil Dünya İnancı ve Dindarlık
Adil dünya inancı, bireylerin herkesin hak ettiğini bulduğuna ve her insanın iyi ya da kötü yaptığı her fiilin karşılığını alacağına yani dünyanın adil olduğuna yönelik geliştirdikleri bir inançtır. Tutarlılık kuramlarıyla benzerlik gösteren adil dünya inancı kuramı 1980 yılında Melvin Lerner tarafından geliştirilmiştir. Adil dünya inancı kuramı, insanların şahit oldukları olaylardaki adaletsizliği meşrulaştırma eğilimlerinin fark edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bundan dolayı adil dünya inancına dair ilk yirmi yıldaki çalışmalar genellikle adaletsizliği meşrulaştırma ve kurbanı aşağılama eğilimi üzerinde yoğunlaşmıştır. Çocuklar yedi sekiz yaşlarına kadar içkin adalete inanırlar ve yanlış gördükleri fiillerin otomatik olarak cezalandırılacağını düşünürler. Ergenlik dönemiyle birlikte içkin adalet inancı, adil dünya inancına dönüşür. Bu noktadan sonra adil dünya inancı iki yöne sahiptir: kişisel adil dünya inancı ve genel adil dünya inancı. Adil dünya inancı din, çevre, yaş vb. unsurlarla ilişki bir yapıya sahiptir. Bunların yanında insanın yaşam evreleri içerisinde hem adalet hem de din konusunda fikirlerinin geliştiği ve bu konularda hassas olduğu dönem ergenlik dönemidir. Adil dünya inancı ile ilgili Türkiye’de az sayıda çalışma bulunmaktadır ve bunlar arasında doğrudan dindarlıkla ilişkisi üzerine bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışmada ergenlik döneminde adil dünya inancı ve dindarlık arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmada adil dünya inancı ve dindarlık arasındaki ilişki Gaziantep ilinde yaşayan 2020-2021 eğitim öğretim dönemlerinde beş farklı lisede eğitim gören 428 lise öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda ergenlerin adil dünya inancı ve alt boyutları olan kişisel adil dünya inancı ve genel adil dünya inancı anket tekniği kullanılarak ve ilişkisel tarama modeliyle incelenmiştir. Verilerin analizi SPSS 19.0 istatistik programı kullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda dindarlık ve adil dünya inancı boyutları arasında korelasyon ve regresyon analiz sonuçlarına göre anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Adil dünya inancı alt boyutlarının dindarlık ile ilişkisi incelendiğinde kişisel adil dünya inancı ve genel adil dünya inancının dindarlık ile zayıf düzeyde anlamlı bir ilişkisinin olduğu bulunmuştur. Buna göre dindarlığın artmasıyla adil dünya inancında da bir artış tespit edilmiştir. Dindarlığın alt boyutlarının adil dünya inancı üzerindeki etkisine bakıldığında etki ve ibadet alt boyutlarının adil dünya inancı üzerinde pozitif yönlü etkisi varken iman ve duygu alt boyutlarının adil dünya inancı üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Sonuç itibariyle etki ve ibadet boyutlarında bir artış olduğunda adil dünya inancında da artış olduğu görülmüştür. Bu ikisi arasında en etkilisi ise etki boyutudur.
* Bu çalışma “Ergenlerde Adil Dünya İnancı ve Dindarlık” başlıklı Doç. Dr. Behlül Tokur danışmanlığında Muhammed Şahbaz tarafından 2022 yılında tamamlanan yüksek lisans tezinden üretilmiştir (Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2022).
The Flora of Hekimdağ (Bozdağ), Eskişehir
Bu çalışmada Eskişehir Hekimdağ (Bozdağ) Florası araştırılmıştır. Çalışma alanı Davis(1965) tarafından uygulanan grid kareleme sistemine göre B3 karesinde yer almaktadır. Araştırma alanından toplanan örneklerin teşhis edilmesi sonucunda 59 familyaya ait 219 cins ve bu cinslere ait 467 tür ve türaltı takson tespit edilmiştir. Tespit edilen taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı ise şöyle-dir; Akdeniz elementleri (49), Avrupa-Sibirya elementleri (31), İran-Turan elementleri (19), Öksin elementleri (6), çok bölgeli ve fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen (362)’dir. En fazla takson içeren familyalar sırasıyla; Asteraceae (50), Fabaceae (38), Lamiaceae (24), Poaceae (21) ve Liliaceae (18)’dir. En çok takson içeren cinsler ise sırasıyla; Centaurea (7), Alyssum (6), Silene, Astragalus, Trifolium, Lathyrus ve Campanula (5)’dir. Araştırma bölgesinde 43 endemik takson tespit edilmiş olup alandaki endemizim oranı % 10.86’dır. Tespit edilen taksonların 13’ü B3 karesi için yeni kare kaydı niteliğindedir.In this study the flora of Eskişehir Hekimdağ (Bozdağ) were investigated. According to Davis's grid system, the research area lies in B3 square. The plant samples collected in this region and determined that there are 59 families, as well as 467 species and subspecies taxa belonging to 219 genera. The phytogeographical distribution is as follows: 49 Mediterranean, 31 Euro-Siberian, 19 Irano-Turanian, 6 Euxin and 362 unknown or other-regional elements. The largest families are Asteraceae (50), Fabaceae (38), Lamiaceae (24), Poaceae (21) and Liliaceae (18) in terms of the number of species and subspecies included. Genera represented by the highest number of species are Centaurea (7), Alyssum (6), Silene, Astragalus, Trifolium, Lathyrus ve Campanula (5) . The number of endemic taxa within the study area is 41 (10.86%). 13 taxa are new records for the B3 square
- …
